Dünya Kanser Günü, gerek kanser konusunda farkındalığı ve eğitimi artırarak, gerekse dünyanın her yerindeki hükümetler ile bireyleri hastalığa karşı harekete geçmeye zorlayarak, her yıl milyonlarca önlenebilir ölümün önüne geçmeyi amaçlamaktadır.

Ülkemizde kanser, hastalıklara bağlı ölüm nedenleri sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almaktadır.

KKTC Sağlık Bakanlığı 2012-2016 kanser verilerine göre, Kıbrıs’ın kuzeyinde erkeklerde en sık görülen kanserler prostat, akciğer ve mesane kanserleri iken, kadınlarda ise meme, tiroid ve kalın bağırsak-rektum kanserleridir. Kanser görülme hızı ise 100 bin kişide 197.3’tür yani 1 yılda her 100 bin kişiden 197.3 kişiye kanser tanısı konulmaktadır.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kanser tanısı alan kişi sayısı artmaktadır. Buna, insanların yaşam tarzı değişikliği, işlenmiş gıdalar, karsinojenlere artan maruziyet, genetik yatkınlıklar ve artan farkındalık ile teşhis olanaklarındaki ilerlemelerin sebep olduğu düşünülmektedir. Başka bir deyişle, kanser bir salgın haline gelmektedir. Bu yüzden kanseri nasıl önleyebileceğimizi anlayabilmek veya en azından tedavi edilebilir safhada erken tespit edebilmek daha da önem arz etmektedir.

Ülkemizde sağlığa ayrılan bütçe kısıtlıdır. Kanser hastalığının tanı ve tedavisinin güç ve pahalı olmasının yanı sıra, hastalığa bağlı iş gücü kayıpları, sakatlık ve ölüm oranları da yüksektir. Bu nedenledir ki kanserleri tedavi etmek kadar, erken tanımak ve daha da önemlisi ise önlemek çok önemlidir. Oysa ülkemizde koruyucu sağlık hizmetleri yeterli ve etkili düzeye ulaştırılamamıştır.

Diğer taraftan güncel kanser verilerimizin oluşturulması, ülke kanser haritamızın çıkartılıp toplumumuzun ihtiyacı olan erken tanı programlarının ve kanser politikalarının belirlenip uygulamaya konulması gerekmektedir. Bunun için kararlı ve sürekli çalışma yürütülmesine ihtiyaç vardır. Başlatılmış olan kanser kayıt programı zaman zaman kesintiye uğramış, günümüz verileri hala oluşturulamamıştır. Kanser riski altındaki toplum kesimlerinin büyük bölümünü kapsayacak toplum bazlı erken tanı ve tarama programları ise yoktur. Toplumun küçük ve kısıtlı bir bölümüne hizmet veren Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Erken Tanı Merkezinde, en sık görülen ve yüksek oranda ölüme neden olan akciğer kanseri taraması hala başlatılamamıştır.

Hepatit, Human Papilloma Virüs (HPV) gibi enfeksiyonların kansere yol açabildiği bilinmektedir. Bu enfeksiyonlardan aşılama ile korunmak mümkün olmasına karşın, HPV aşısı ülkemiz aşı programında hala yer almamaktadır.

Toplumun sağlık okuryazarlığı düzeyinin yükseltilmesi ve dolayısı ile daha sağlıklı bir toplum için gerekli çalışmalar yapılmamaktadır. Bireylerin sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmelerine yönelik bilinçlendirme çalışmaları ve olanaklar ise oldukça kısıtlıdır.

Kansere sebep olduğu birçok çalışma ile gösterilmiş olan tütün ve tütün ürünlerinin, kapalı alanlarda kullanımını yasaklayan yasa yürürlükte olmasına karşın, denetim eksiklikleri nedeni ile uygulanmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz.

Tarladan çatala gıda güvenliğinde istenilen düzeyin hala çok uzağındayız.

Kanser tedavisinde kullanılan ilaçların hastalara düzenli ve yeterli şekilde verilmesi tedavi başarısında çok etkilidir. Zaman zaman kanser ilaçlarının temininde yaşanan sıkıntıların aşılması, bu nedenle çok önemlidir.

Ülke olarak kendi ihtiyaçlarımıza uygun kanser politikaları oluşturmak, insanlarımızı kanserden korumak, hastalarımızı başarılı bir şekilde tedavi etmek ve önlenebilir birçok ölümün önüne geçmek için, belirttiğimiz eksiklik ve sorunların ivedilikle aşılması çok önemlidir. Bunun için başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, ilgili tüm paydaşların iş birliği yapması, sürekli ve sistemli çalışmalar yürütülmesi elzemdir.

 

Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (a)

 

Dr. Özlem Gürkut

(Başkan)