Ülkemizdeki yasalar gereği, her ölüm olayında, hekim tarafından ölüm nedenleri belgesi düzenlenmesi veya ölüm nedeni bilinmeyen vakalarda ise yargıç kararı ile otopsi yapılarak ölüm nedeninin tespiti gereklidir. Ölüm nedeni belirlenmesi ve ölüm belgesi düzenlenmesi, adli nitelikte olsun veya olmasın tüm ölüm olgularında son derece önemlidir. Ölüm belgeleri aynı zamanda nüfus ve sağlık istatistiklerinin de önemli bir kaynağı olup, Dünya Sağlık Örgütü de konuyu tüm dünyada bilimsel, ortak temellere dayandırmak için çaba göstermektedir.

Bu bağlamda ölüm belgesini düzenleyecek hekimin, doğal ve doğal olmayan ölüm nedenleri, şüpheli ölüm, ani ölüm, ölüm şekli ve ölüm mekanizması ile ilgili net bir bulguya ulaşması, karara varması ve teşhiste bulunduktan sonra gerekli belgeyi düzenlemesi de hem yasal hem de tıbbi olarak şarttır.

Son günlerde, özellikle sosyal medyada yer alan bazı haberleri baskı olarak algılayan Sağlık Bakanlığı ve idareciler tarafından, hekimlere, mobbinge varan baskı ve tehditler ile, tıbbi geçmişini bilmedikleri, tedavisinde görev almadıkları kişilerin ölümünde, tüm bu gerekli bilgileri haiz olmadan ölüm belgesi düzenlemeleri yönünde direktifler verilmektedir.

Ancak bir hekimin bir kişinin ölüm nedenine dair elinde tıbbi kanıtlar, bilgi ve bulgular olmadan evrak düzenlemesi halinde sahte evrak düzenleme ve tedavüle sürme suçu işlenmiş olur ve yasalara ve hekimlik meslek ilkelerine aykırıdır.

Yöneticileri, devletin yasalarına, hekimlik mesleğinin ilkelerine ve hekimin bağımsız ve bilimsel veriye dayalı karar verme hakkına saygılı olmaya davet eder, benzer baskıların sürmesi durumunda sendikal ve yasal tüm haklarımızı kullanmaktan kaçınmayacağımızın bilinmesini isteriz.

 

Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası Yönetim Kurulu