Birleşmiş Milletler’in yaşlanma ile ilgili araştırmaları dünya nüfusunun her geçen yıl hızla yaşlandığını göstermektedir. Kuzey Kıbrıs’ın nüfusu da son yıllarda aynı şekilde hızla yaşlanmaktadır. Yaşlı nüfusun arttığı gerçeğini iktidar ve tüm iktidar talipleri görmeli ve bu yöndeki politikalarını çantalarında hazır tutmalıdırlar.

Ülkeler kendi yaşlı politikalarını sosyoekonomik düzeylerine, yaşlı nüfus paylarına, yaşlıların sağlık ve sosyal sorunlarına, sosyo-kültürel özellikler gibi pek çok etmene bağlı olarak oluşturmaktadırlar. Sağlık Hizmetleri ile Sosyal Hizmetler arasında organizasyon, nitelik ve personel yapısı itibarıyla ciddi farklılıklar olması, bu hizmetlerin tek bir çatı altında sunulmasına yönelik mevzuatların hazır olmaması, etkin hizmet sunumunu mümkün kılmamaktadır.

Kategorik olarak temelde, Kurumsal Bakım, Evde Bakım ve Kişisel Destek olarak sıralanabilecek olan bakım ve destek hizmetleri maalesef ülkemizde birbirinden kopuk plan ve projeler halinde, bütünlüklü olmaktan uzak bir şekilde idare edilmeye çalışılmaktadır.

Evde bakım hizmetleri yerel yönetimler ve Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi tarafından yürütülmeye çalışılmaktadır.

Bülent Ecevit Rehabilitasyon Merkezi, Lapta Huzurevi ve Kalkanlı Yaşam Evi devlet bünyesinde hizmet sunmaya çalışmakta ancak devletin yürütmesi konumundaki iktidar oralarda da görevini layıkıyla yerine getirmemektedir.

Devletten yeterli ilgi ve desteği göremeyenler ise çareyi özel bakımevlerinde aramakta ya da kendi hasta ve yaşlılarına kendileri bakmaya çalışmaktadır. Ancak günümüz ekonomik şartlarında aile bireylerinin neredeyse tümü çalıştığı için yaşlı bakımı genellikle eğitimsiz, deneyimsiz bazen aynı dili konuşmayan bakıcılar eliyle sürmektedir.

Yakın geçmişte Sınırüstü’nde özel bir bakımevinde ortaya çıkan ve toplumda infial yaratan gerçeklerden sonra olay çabucak unutulmuş, devletin denetleyici ve düzenleyici sorumlulukları, yaşlı ve hasta bakımı ve rehabilitasyon hizmetleri konusunda atması gereken adımlar hala atılmamıştır. Yakın zamanda Başbakan Ünal Üstel, Yabancılar ve İkamet İzinleri Tüzüğü’nde yapılan değişikliklerle birçok alanda yeni düzenlemelerin hayata geçirildiğini duyurdu. Bu yeni düzenlemelerle ilgili; “60 yaş üzeri yabancı mülk sahiplerine sağlık sigortası kolaylıkları (zorunlu kontrol süresi 5 yıla uzatıldı, özel hastaneler de kapsama alındı)” açıklamasına derinlemesine bir bakış atıldığında “kendi halkını görmezden gelen güzellemelerle özel sermaye destekçisi politikaların “ayyuka çıkmış hali bir kez daha anlaşılmaktadır.

Burada bulunan yabancıların yaş ortalamasına bakarsanız 75 üstüdür. Bu insanların bakıma ihtiyacı olduğu gerçektir. Evlerinde çeşitli hizmetlere ihtiyaçları vardır. Bu da en temel insan haklarındandır. Lakin bunu, sosyal devlet olma zorunluluğunu görmezden gelerek yerli halka olan ödevleri yerine getirmeden, bir ekonomik sektör olarak görmek ve “buradan işler yapabiliriz” şeklindeki düşünceler eksik ve sakattır.

Tüm bu icraatların, sorumlulukların, yürütmeye çalışılan yapıların ve hayata geçirilecek olan projelerin birbirlerinden bağımsız ve kopuk olması, hatalı ve üzücü sonuçlara neden olabileceği gibi sürdürülmesi de imkansızdır. Sağlık bakanlığı çatısı altındaki dairelerin, çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığının, yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütleri ve ilgili derneklerin de katkı sağlayacağı bir politika üretilmesi zorunludur.

Üzülerek görmekteyiz ki yaşlılarla ilgili, siyasilerin bir planı yoktur! Sunmuş oldukları projeler toplumu kapsamaktan öte makyevalist yaklaşımlar içermektedir. Kıbrıs Türk toplumunun haklı varoluş mücadelesinin asli kahramanları ve direnişçileri olan yaşlılarımız ise unutulmuş ve terk edilmiş haldedirler. Yazıklar olsun!!!

İktidar sahipleri ülkenin gerçeklerinden uzak hamasi söylemler içerisindedirler. Okullarımız harap, dersliklerimiz yetersiz,  müfredat ve tüzük değişiklikleri ile eğitimden bilim dışlanmaktadır. Hastaneler yoğun talebe karşılık veremez haldedir. Hapishaneler tıka basa dolu, yollarımız adeta ölüm kervanlarına dönüşmüş durumdadır. Şekilsiz, ada kültürü ve yaşantısına hiç uygun olmayan beton yapılarla ormanlarımız katledilmekte, sahillerimiz ise zapt edilmektedir!!!

Bu toplumun tarihinin en başından buyana gördüğümüz en adaletsiz ve pervasız iktidarına şahitlik etmek bu kahramanlarımıza ve bize nasip olmuş, bu ayıp da hükümet ettiğini idda edenlere layık olmuştur.

Bilindiği gibi Kalkanlı Yaşam Evi, bütçesi hiç düşünülmeden, yasa çıkarılmadan acele şekilde, tüm “yasa dışı iş yapmayın” uyarılarımıza rağmen, denetimsiz bir şekilde iyi niyet altında hizmete girmişti. Lakin geçtiğimiz yıllarda haber kaynaklarında da uzun süre gündem olan ve meslektaşlarımızı da içeren, bir takım rahatsız edici haberlere ne yazık ki hepimiz tanıklık ettik. Sorunun hekim kaynaklı olmadığı, iktidar kaynaklı olduğu da yakın zamanda mahkeme kararıyla açıkça görülmüştür. Böylece devlet yönetiminin sadece niyetle değil, tüm paydaşlarla ortak, doğru ve akılcı kararlarla ve sorumlukları yerine getirerek olabileceği bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu.

Ülkemizde tedavi edici kurumlarda olduğu gibi temel sağlıkta da ciddi hekim, personel ve alt yapı eksikleri mevcuttur. Lakin bu konu dolayısıyla altını çizmek isteriz ki en büyük eksik sağlık politikalarıdır. İktidar sahipleri yasa ve tüzüklerde yapmaya çalıştıkları “adamına göre” değişiklikleri bir kenara bırakıp gerçek anlamda koruyucu, sağaltıcı ve rehabilite edici hizmetler içeren politikalar için yetkili tüm paydaşlarla istişare içinde olmalı, uyarı ve önerileri dikkate almalıdır. Olmayan politikaların pansumanı, gayrı yasal ve etik dışı şekilde, yükselme ve atamalar yapmak ve personeli daha fazla çalıştırıp daha fazla yerde görevlendirmek değildir.

Yaşlı ve bakıma muhtaç kişilerin korunması ve bakımları anayasal haklarıdır ve iktidarların yerine getirmesi zorunlu olan devletin anayasal ödevleridir.

Ekonomik ve Sosyal Hayatın Düzeni Madde 47

 (1) Ekonomik ve sosyal hayat, adalete, tam çalışma ilkesine ve her yurttaş için insanlık onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi sağlanması amacına göre düzenlenir.

(2) Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı demokratik yollarla gerçekleştirmek; bu amaçla ulusal tasarrufu artırmak, yatırımları toplum yararının gerektirdiği önceliklere yöneltmek ve kalkınma planlarını yapmak Devletin ödevidir.

Özel Olarak Korunma Hakkı Madde 57

(1) Devlet, savaş ve görev şehitlerinin dul ve yetimleri ile malûl gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir yaşam düzeyi sağlar.

 (2) Devlet, ruhen ve bedenen özürlülerin topluma uyumlarını sağlamak amacı ile onların eğitim, rehabilitasyon, istihdam ve sosyal yardımları için gerekli kurum ve kuruluşların kurulmasını sağlar.

(3) Devlet, malülleri, gazileri, yaşlıları ve çalışamayacak durumda olanları korumak, korunmaya muhtaç çocukları topluma kazandırmak için her türlü önlemi alır.

 

Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası Yönetim Kurulu (a)

Dr. Bayram Taşseven, MD

(Genel Sekreter)