Modern tıp bilimindeki gelişmeler hem koruyucu hem de tedavi edici sağlık hizmetlerinin etkinliğini artırmıştır. Bunun sonucu olarak yaşlı insan nüfusunun hızla artmasına, artan bu nüfusla beraber, devletlerin, kronik hastalıklarla mücadele stratejilerini ve en önemlisi de rehabilite edici sağlık hizmetlerini yeniden organize etmeleri gerekliliği doğmuştur.
Ülkemizde rehabilite edici sağlık hizmetlerine baktığımız zaman KKTC Sağlık Bakanlığına bağlı Bülent Ecevit Rehabilitasyon Merkezi 40 yatak kapasitesi ile yaşlı kronik hasta bakımı, paylatif bakım gerektiren hastalar, her yaş grubundan yatağa bağımlı nörolojik hastalara hizmet vermeye çalışmaktadır. Kalkanlı yaşam evi keza her türden hastanın ve bakıma muhtaç insanın hizmet aldığı bir merkezdir. Söz konusu iki merkez de karma hasta popülasyonlarına hizmet verdiğinden bu merkezlerde tam anlamı ile bir yaşlı bakımından bahsetmek yanlıştır.
Kendi ihtiyaçlarını gören kişi bakım ve tedaviye muhtaç değildir. Bu bireyler sadece gelişmiş ülkelerde olduğu gibi evde bakım hizmetlerine ihtiyaç duyarlar. Mesela yaşlının ilaçlarının kontrolü, evde kan testlerinin alınıp hastanede çalışılması gibi. Gerçek anlamda bakım ve tedaviye ihtiyacı olan bir grup vardır ki bu kişiler kronometrik yaşa göre genç de olabilirler, fakat ülkemizde nerde nasıl tedavi altına alacakları tamamen hayat şansı ile alakalıdır.
Yaşlı veya bakıma muhtaç kişiler huzurevlerinde, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde veya palyatif bakım merkezlerinde sağlık hizmeti alabilirler. Ülkemizde palyatif bakım merkezi olmadığı gibi palyatif bakımlar için herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. Fakat palyatif bakıma muhtaç insanlar kamu veya özel fark etmeksizin bu hizmete tam anlamı ile olmasa da erişebilmekteyken, hizmeti veren sağlık çalışanlarının görev, yetki ve sorumluluklarının neye göre belirlendiği bir muammadır.
Sağlık bakanlığı bir an önce bu üç sağlık hizmeti modelini birbirinden ayırıcı yasal düzenlemeleri yapmalı, hangi merkezde hangi hastanın hizmet alması gerektiğini keskin sınırlarla belirlemeli ve ona göre personel teşkilatlandırmasını yapmalıdır.
Sınırüstü yaşlı bakım evinde yaşanan trajediyi de COVİD-19 pandemisi döneminde özel bir yaşlı bakım evinde hastalık bulaşarak tüm bakım evi sakinlerinin vefat edişini de unutmadık.
Sorumlularına ne oldu?
Bugünlere gelmemizde savaş dahil her türlü acıya katlanan, ülkesine hizmet eden, maddi manevi zorluklar yaşayan ve cefa çeken büyüklerimize vefa borcumuz vardır.
Yaşlılara saygı, süslü sosyal medya mesajları ile değil, hizmet ile olur.
Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası Yönetim Kurulu (a)
Dr. Şükrü Onbaşı
(Başkan)